Demirci : °C
Dil Seçiniz : TR EN

2019 KASIM AYINDAKİ EKONOMİK GELİŞMELER VE ÖZET RAPORLAR

Tüm Haberler

 

 

MANİSA ODA VE BORSALAR

TÜRKİYE EKONOMİSİ ve MANİSA İLE İLGİLİ ÖZET RAPORLAR

 

 

   Ülkemiz ve Manisa ile ilgili 5 Aralık 2019tarihine kadar gerçekleşen bazı ekonomik gelişmeler ile ilgili özet rapordur. Bu rapor TEPAV tarafından sunulan ve ilgili kurumların sundukları raporlardan oluşturulmuştur.  

    

                                                                                                                                              Prof.Dr. Hüseyin AKTAŞ       

                                                                                                                                              Prof.Dr. Mahmut KARĞIN

                                                                                                                                     Manisa TOBB Akademik Danışmanları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Özetin Özeti (Kasım 2019):

1.Enflasyon oranı %10,56:TÜFE'de (2003=100) 2019 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,38, bir önceki yılın Aralık ayına göre %11,01, bir önceki yılın aynı ayına göre %10,56 ve on iki aylık ortalamalara göre %15,87 artış gerçekleşti.
2. İşsizlik Oranı: Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bin kişi oldu.

3. Büyüme Hızı:2019’un üçüncü çeyreğinde yüzde 0,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Öte yandan endeks bir önceki çeyreklik döneme (2019 yılı ikinci çeyrek) göre ise yüzde 9,4 artış göstermiştir. GSYH 2019 yılının üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,6 artarken bir önceki çeyreğe göre yüzde 11,8 artarak 1 trilyon 145 milyar 99 milyon TL değerini almıştır.

4. Tüketici Güven Endeksi bir önceki aya göre artış sergilemiştir:2019 Ekim ayında 57,0 olan Tüketici Güven Endeksi, 2019 Kasım ayında 2,9 puan artarak 59,9 seviyesine yükselmiştir.

5. Kısa vadeli dış borç stoku:2019 yılı Eylül ayı itibarıyla 2018 yılsonuna göre 6,8 milyar ABD doları artmış ve yaklaşık 121,3 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

6. Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu: 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu 2018 yılsonuna göre %6,8 (~14,2 milyar dolar) azalarak yaklaşık 195,3 milyar ABD doları olmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1.Kasım 2019 Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) ilişkin veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 3 Aralık 2019 tarihinde yayımlandı.

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık %0,38 arttı

TÜFE'de (2003=100) 2019 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,38, bir önceki yılın Aralık ayına göre %11,01, bir önceki yılın aynı ayına göre %10,56 ve on iki aylık ortalamalara göre %15,87 artış gerçekleşti.

Aylık en yüksek artış %2,69 ile giyim ve ayakkabı grubunda oldu

Ana harcama grupları itibarıyla 2019 yılı Kasım ayında endekste yer alan gruplardan, ev eşyasında %0,59, haberleşmede %0,39, konutta %0,36 ve ulaştırmada %0,33 artış gerçekleşti.

Aylık en fazla düşüş gösteren grup %0,44 ile çeşitli mal ve hizmetler oldu

Ana harcama grupları itibariyle 2019 yılı Kasım ayında endekste düşüş gösteren bir diğer grup ise %0,15 ile lokanta ve oteller oldu.

Yıllık en fazla artış %43,35 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti

TÜFE'de, bir önceki yılın aynı ayına göre eğitim %14,35, çeşitli mal ve hizmetler %14,03, sağlık %13,85 ve lokanta ve oteller %13,07 ile artışın yüksek olduğu diğer ana harcama gruplarıdır.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) aylık %0,59 arttı

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'de 2019 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,59, bir önceki yılın Aralık ayına göre %10,31, bir önceki yılın aynı ayına göre %9,90 ve on iki aylık ortalamalara göre %15,13 artış gerçekleşti.
Kasım 2019'da endekste kapsanan 418 maddeden; 33 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 296 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 89 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti.
Tüketici fiyat endeksi, Kasım 2019
[2003=100]




 

2. İşgücü İstatistikleri 15 Kasım 2019 tarihinde TÜİK tarafından yayımlandı. Ağustos 2019: İşsizlik oranı %14,0 seviyesinde gerçekleşti  

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 2,9 puanlık artış ile %14,0 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 3,5 puanlık artış ile %16,7 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 6,6 puanlık artış ile %27,4 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 2,9 puanlık artış ile %14,3 olarak gerçekleşti.  

İstihdam oranı %46,3 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı Ağustos döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 789 bin kişi azalarak 28 milyon 529 bin kişi, istihdam oranı ise 2 puanlık azalış ile %46,3 oldu.

Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 94 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 695 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin %19,6'sı tarım, %19,5'i sanayi, %5,5'i inşaat, %55,4'ü ise hizmet sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,2 puan, hizmet sektörünün payı 1,4 puan artarken inşaat sektörünün payı 1,6 puan azaldı. Sanayi sektörünün payında ise değişim olmadı.
İşgücüne katılma oranı %53,9 olarak gerçekleşti
İşgücü 2019 yılı Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 191 bin kişi artarak 33 milyon 180 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puanlık azalış ile %53,9 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,9 puanlık azalış ile %73,2, kadınlarda ise 0,1 puanlık artış ile %35,0 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmamış temel işgücü göstergeleri, Ağustos 2018, Ağustos 2019

 


Kayıt dışı çalışanların oranı %36,1 olarak gerçekleşti
Ağustos 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,1 puan artarak %36,1 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,3 puan artarak %23,4 oldu.  
Kamu istihdamı %7,4 arttı
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın derlediği verilere göre, 2019 yılı III. döneminde toplam kamu istihdamı 2018 yılının aynı dönemine göre %7,4 oranında artarak 4 milyon 612 bin kişi oldu.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %45,6, işsizlik oranı %14,2 oldu
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 66 bin kişi artarak 28 milyon 68 bin kişi olarak tahmin edildi. İstihdam oranı 0,1 puan artarak %45,6 oldu.
Mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 18 bin kişi azalarak 4 milyon 642 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0,1 puan azalarak %14,2 oldu.


Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı değişim göstermeyerek %53,1 olarak gerçekleşti. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, hizmet sektöründe 141 bin kişi artarken, sanayi sektöründe 49 bin, inşaat sektöründe 24 bin, tarım sektöründe 3 bin kişi azaldı.
Mevsim etkisinden arındırılmış temel işgücü göstergeleri, Ağustos 2018 - Ağustos 2019

3. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) üçüncü çeyrek değerlerine ilişkin veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 02 Aralık 2019 tarihinde yayımlandı.

Tablo 1’de görüldüğü üzere GSYH zincirlenmiş hacim endeksinin (2009=100) bir önceki yılın aynı dönemine göre değişim oranı ile hesaplanan GSYH büyüme hızı, 2019’un üçüncü çeyreğinde yüzde 0,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Öte yandan endeks bir önceki çeyreklik döneme (2019 yılı ikinci çeyrek) göre ise yüzde 9,4 artış göstermiştir. GSYH 2019 yılının üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,6 artarken bir önceki çeyreğe göre yüzde 11,8 artarak 1 trilyon 145 milyar 99 milyon TL değerini almıştır.

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'yı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2019 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri %3,8, sanayi sektörü %1,6 arttı ve inşaat sektörü %7,8 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise %0,6 arttı. (Tablo 3).

Tablo 1: Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Sonuçları, 2018-2019

Yıl

Çeyrek

Cari fiyatlarla (Milyar TL)

Cari fiyatlarla (Milyar $)

Zincirlenmiş hacim endeksi (2009=100)

Endeks değişim oranı* (%)

2018

I

790

207

158,5

7,4

II

890

206

173,3

5,6

III

1.026

190

184,8

2,3

IV

1.017

186

180,7

-2,8

Yıllık

3.724

789

174,3

3,1

2019

I

922

172

154,9

-2,3

II

1.024

175

170,6

-1,6

III

1.145

202

186,6

0,9


*Bir önceki yılın aynı dönemine göre enflasyon değişimi

Gelir yöntemi ile hesaplanan GSYH, ekonomideki üretici birimlerin elde ettiği maaş, ücret gelirleri, işletme karı ve devletin elde ettiği çeşitli vergi gelirlerinden oluşmaktadır. Gelir yöntemiyle hesaplanan GSYH bileşenlerinin Gayrisafi Katma Değer (GSKD) içerisindeki payları incelendiğinde, işgücü ödemelerinin cari GSKD içerisindeki payı geçen yılın aynı döneminde yüzde 31,3 iken bu oranın 2019 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 33,4 olduğu görülmektedir. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 52’den yüzde 49,3'e düşmüştür (Tablo 2).

Tablo 2 Gelir yöntemiyle GSYH bileşenlerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payları, %, 2018-2019

Yıl

Çeyrek

İşgücü ödemeleri

Üretim üzerindeki net vergiler

Sabit sermaye tüketimi

Net işletme artığı/Karma gelir

2018

I

38,2

-0,9

19,3

43,4

II

35,6

-1

18,2

47,2

III

31,3

-0,4

17,1

52,0

IV

31,5

-0,8

18,5

50,7

Yıllık

34,1

-0,8

18,3

48,3

2019

I

39,1

-0,9

21,2

40,5

II

37,0

-0,7

19,3

44,4

III

33,4

-0,4

17,7

49,3

 

Şekil 1: 2018-2019 III. Çeyrek 2019 zaman aralığında GSYH değişim, çeyreklik dönem, milyar TL                                         

Şekil 2: GSYH, harcama yöntemiyle zincirlenmiş endeks ve değişim oranları,
I. Çeyrek 2018- III. Çeyrek 2019

                                                                                                                                                                                                       

 

 

Tablo 3: GSYH, , iktisadi faaliyet kollarına göre A10 düzeyinde zincirlenmiş hacim, endeks ve değişim oranları, III. Çeyrek: Temmuz - Eylül, 2019

   

Hacim
 (Milyar TL)

Endeks

Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre değişim oranı

   

 

Çeyrek

 

Çeyrek

 

Çeyrek

   

2018 IV. Çeyrek

I

II

III

IV

2018 IV. Çeyrek

I

II

III

IV

2018 IV. Çeyrek

I

II

III

IV

2019

Tarım, ormancılık ve balıkçılık

25

10,8

18,0

57,7

-

122,1

53,2

88,6

284,3

-

-0,5

2,7

4,2

3,8

-

Sanayi

89

80,8

84,8

85,4

-

193,0

175,4

184,2

185,4

-

-6,4

-3,9

-2,6

1,6

-

İmalat sanayi

74

67,0

71,0

70,8

-

194,7

177,0

187,4

187,0

-

-7,4

-4,2

-3,3

1,4

-

İnşaat

31

24,7

29,4

31,3

-

220,6

176,0

209,4

222,7

-

-8,7

-9,2

-12,4

-7,8

-

Hizmetler

107

89,2

99,8

106,3

-

196,5

164,1

183,6

195,6

-

-0,3

-3,4

-0,1

0,6

-

Bilgi ve iletişim

15

10,6

11,8

11,4

-

228,2

156,7

173,7

167,6

-

2,9

1,4

2,6

1,5

-

Finans ve sigorta faaliyetleri

15

19,6

22,8

17,6

-

161,2

209,4

243,1

188,0

-

-16,2

2,9

5,3

2,0

-

Gayrimenkul faaliyetleri

36

36,2

35,7

35,8

-

137,4

138,3

136,1

136,5

-

4,7

1,6

2,8

2,4

-

Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri

25

19,7

21,6

22,0

-

226,5

177,2

193,7

197,6

-

-10,2

-12,5

-4,2

0,7

-

Kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri

45

46,1

46,7

46,5

-

151,6

155,3

157,4

156,6

-

5,7

8,9

2,3

4,8

-

Diğer hizmet faaliyetleri

8

8,1

7,9

8,0

-

170,4

165,9

163,3

165,1

-

-2,6

-1,7

-2,8

1,6

-

Sektörler toplamı

400

345,6

378,0

414,5

-

179,5

155,1

169,7

186,1

-

-2,3

-1,8

-1,2

0,9

-

Vergi-sübvansiyon

51

41,0

48,2

51,5

-

189,5

151,8

178,3

190,4

-

-8,1

-6,9

-4,2

1,4

-

Gayrisafi yurt içi hasıla (alıcı fiyatlarıyla)

451

386,8

426,2

466,1

-

180,5

154,9

170,6

186,6

-

-3,0

-2,3

-1,6

0,9

-

 

İl bazında GSYH değerleri incelendiğinde 2017 yılı verilerine göre 970 milyar TL ile İstanbul ilk sırada yer alırken, İstanbul’u 281 milyar TL ile Ankara ve 191 milyar TL ile İzmir takip etmektedir. Bu illerin ardından sırasıyla Bursa, Kocaeli ve Antalya gelmektedir. Öte yandan en düşük GSYH değerine sahip iller ise sırasıyla Bayburt, Ardahan ve Tunceli’dir. Bu illerin sahip olduğu GSYH değerleri ise yine sırasıyla 1,8 milyar TL, 2,2 milyar TL ve 2,7 milyar TL’dir. İllerin 2017 yılı GSYH değerlerinin harita üzerinde gösterimi ise Ek-1’de verilmiştir.

 

Üretim yöntemi ile hesaplanan GYSH değerlerinde tarım, ormancılık ve balıkçılık, hizmetler ve sanayi sektörlerinin GSYH içindeki payları incelendiğinde hizmetler yıllık ortalama yüzde 60,7 ile en yüksek paya sahiptir. Sanayi sektörü yıllık ortalama yüzde 32,9, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü ise yıllık ortalama yüzde 6,4’lik bir paya sahiptir (Tablo 4). Tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü 2019 yılı içerisinde üçüncü çeyrekte GSYH’den aldığı payı önceki çeyreğe göre artırarak yüzde 12,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Öte yandan 2019 yılı ikinci çeyreğine göre hizmetler sektörünün GSYH’den aldığı pay 4,2 yüzde puan azalırken sanayi sektörünün payı son çeyrekte 3,5 yüzde puan azalmıştır.

Tablo 4: GSYH içindeki sektörlerin payı, 2019

 

Sektörlere göre cari fiyatlarla değer payı

 

 

Çeyrek

 

Yıllık

I

II

III

IV

Tarım

6,4%

3,1%

5,0%

12,8%

-

Sanayi

32,9%

32,7%

31,9%

28,4%

-

Hizmetler

60,7%

64,1%

63,1%

58,9%

-

 

Diğer bir yandan ülkelerin büyüme oranları uluslararası düzeyde incelendiğinde, Türkiye, 2017 yılında yüzde 7,4’lük bir GSYH büyümesi ile dünya genelinde en fazla büyüme gösteren 12’nci ülke konumundayken 2018 yılı verilerine göre 2,6 büyüme oranı ile 118. sıraya gerilemiştir. (Tablo 5). Türkiye, sahip olduğu 766,5 milyar dolar GSYH ile dünyanın 19’nci büyük ekonomisi olmasına karşın dünya geneline göre görece durağan bir büyüme performansı sergilemiştir.

Tablo 5: Ülkelerin büyüme oranları ve dünyadaki sıralamaları, ilk 15 ülke, 2018

 

BÜYÜME ORANI, %

SIRA

Ruanda

8,7

1

Gine

8,7

2

Bangladeş

7,9

3

Libya

7,8

4

Kamboçya

7,5

5

Fildişi Sahili

7,4

6

Tacikistan

7,3

7

Vietnam

7,1

8

Hindistan

7,0

9

Dominik Cumhuriyeti

7,0

10

Moğolistan

6,9

11

Benin

6,9

12

Etiyopya

6,8

13

Senegal

6,8

14

İrlanda

6,7

15

Türkiye

2,6

118

Kaynak: Dünya Bankası

Dünya Bankası’nın tanımladığı gelir gruplarına göre belirlenen grupların büyüme oranları incelendiğinde 2018 yılında düşük gelirli ülke grubunun yıllık ortalama yüzde 5,1, düşük-orta gelir grubunun yıllık ortalama yüzde 5,3, üst-orta gelir ülke grubunun yıllık ortalama yüzde 4,8 ve yüksek gelirli ülke grubunun yıllık ortalama yüzde 2,2,büyüme sergilediği görülmüştür. Türkiye ise içinde bulunduğu grup olan üst-orta gelir grubunun ortalama sergilediği büyüme oranından çok daha fazla büyüme sergilediği görülmektedir. Diğer bir açıdan Dünya Bankası ve IMF(International MonetaryFund) tarafından ülkeler için hesaplanan gelecek dönemlere ait büyüme tahminleri incelendiğinde, Türkiye’nin 2018 yılında yüzde 3,5 seviyelerinde büyümesi beklenirken 2019 yılında bu oranında yüzde 0,4 ile 1,6 seviyelerinde seyretmesi beklenmektedir. Daha sonraki yıllarda da 2017 yılına nazaran çok daha düşük büyüme sergilemesi beklenen Türkiye’nin en hızlı büyüyen ekonomiler sıralamasındaki 12’ci sıradaki yerini kaybetmesi beklenebilir.

Tablo 6: Dünya Bankası ve IMF’in Türkiye için gelecek dönem büyüme tahminleri, %

 

Ek: İllerin GSYH değerleri, 2017

 

 

 

                                                                                                                                                                                                                                                                

4. Kasım 2019 Tüketici Güven Endeksi’ne ilişkin veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 21 Kasım 2019 tarihinde yayımlandı.

TÜİK tarafından aylık yayımlanan Tüketici Güven Endeksi, tüketicilerin yakın gelecekte yapılması planlanan harcama ve tasarruflarına ilişkin eğilimleri hakkında bilgi vermektedir.

Tüketici Güven Endeksi bir önceki aya göre artış sergilemiştir.

2019 Ekim ayında 57,0 olan Tüketici Güven Endeksi, 2019 Kasım ayında 2,9 puan artarak 59,9 seviyesine yükselmiştir. Böylelikle, geçtiğimiz ay gösterdiği artış eğilimini korumuştur. Bir önceki yılın aynı dönemine göre ise 0,1 puan azalış göstermiştir.

Şekil 1: Tüketici Güven Endeksi (Ocak 2018- Kasım 2019)

Tüketici Güven Endeksi alt kalemlerindeki değişime bir önceki aya göre bakıldığında, gelecek 12 ay için işsiz sayısındaki düşüş beklentisinin (2,0 puan) arttığı ve genel ekonomik durum beklentisinin (5,1 puan) arttığı, bu beklentilerin yanı sıra hanenin maddi durum beklentisinin de (4,5 puan) arttığı görülmektedir. (Tablo 1). Tasarruf etme ihtimali ise Ekim ayında 22,8 puan iken Kasım ayında 23,0 seviyesine yükselmiştir.

 

 

 

Tablo 1:Tüketici Güven Endeksi Alt Kalemleri

 

Endeks

Bir Önceki Aya Göre Değişim Oranı, %

 

Ekim’19

Kasım’19

Ekim’19

Kasım’19

Tüketici Güven Endeksi

57,0

59,9

2,1

5,2

Hanenin maddi durum beklentisi

74,8

79,3

1,1

6,1

Genel ekonomik durum beklentisi

73,4

78,5

3,4

6,9

İşsiz sayısı beklentisi1

56,8

58,8

2,7

3,6

Tasarruf etme ihtimali

22,8

23,0

0,2

0,5

(1) İşsiz sayısı beklentisi endeksinin artması işsiz sayısı beklentisinde azalışı, azalması ise işsiz sayısı beklentisinde artışı göstermektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

5. Kısa vadeli dış borçlara ilişkin 2019 Eylül ayı verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından 18 Kasım 2019 tarihinde yayımlandı[1].

Kısa vadeli dış borçlar, temel olarak bankaların aylık döviz vaziyeti stokları, özel sektörün yurt dışından sağladığı kredilerin izlendiği veri tabanı, ticari kredilere ilişkin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ithalat verileri ve Merkez Bankası aylık döviz vaziyeti kaynaklarından derlenmektedir.

Buna göre, kısa vadeli dış borç stoku 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla 2018 yılsonuna göre 6,8 milyar ABD doları artmış ve yaklaşık 121,3 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir (Şekil 1). Aynı dönemde bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku 252 milyon ABD doları azalarak 56,9 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Diğer sektörler kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku 6,6 milyar ABD doları artarak 58 milyar ABD dolarına yükselmiştir.

Şekil 1: Kısa Vadeli Dış Borç Stoku (1990:Q1- 2019:Q3, Milyon ABD Doları)

 

Kaynak: TCMB

Kısa vadeli dış borç stokunun %46,9’unu bankalar kaynaklı borçlardan oluşmaktadır. Bankalar kaynaklı borçların %16,7’sini ise krediler oluşturmaktadır. Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla yaklaşık 9,5 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam, kısa vadeli kredilerde 2018 yılsonuna göre %14,2’lik bir düşüş yaşandığı anlamına gelmektedir. Aynı dönemde yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı %8,6 oranında, banka mevduatları %1,5 oranında artarken, TL cinsinden mevduatları %3,6 oranında azalmıştır (Tablo 1).

Diğer sektörlerin yurt dışından sağladığı kısa vadeli borçlar ise 2018 yılsonuna göre %12,8 oranında artarak 58 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir.

Tablo 1: Kısa Vadeli Dış Borç Stoku (2017:Q1- 2019:Q3, Milyon ABD Doları)

 

Kaynak: TCMB

Kısa vadeli dış borç stokunun borçlu bazında dağılımı incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün borcunun 2019 Eylül ayı itibarıyla, 2018 yılsonuna göre %0,01 oranında arttığı ve 22,5 milyar ABD dolarına yükseldiği görülmektedir. Kısa vadeli dış borç stokunun %76,2’sini oluşturan özel sektörün kısa vadeli dış borç stoku ise 2019 yılı Eylül ayında, 2018 yılsonuna göre %7,4 oranında artmış ve 92,4 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir.

Alacaklı bazında dağılım incelendiğinde ise özel kredi alacaklıların %37,9’unu oluşturan parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçların 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla, bir önceki yılsonuna göre %5,5 oranında azaldığı ve 45,8 milyar ABD dolarına gerilediği görülmektedir. Aynı dönemde parasal olmayan kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar ise %14,4 oranında artmış ve 74,9 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir. 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla 87 milyon ABD doları olan tahvil ihraçlarının 2018 yılsonuna göre %12,1 oranında azaldığı görülmektedir.

Kısa vadeli dış borç stokunun 2005 – Eylül 2019 dönemindeki döviz kompozisyonu incelendiğinde, 2005 yılına kıyasla yaklaşık yüzde 8,8 puan azalmakla birlikte, ABD dolarının payının, euro ve diğer dövizlere göre daha yüksek olduğu görülmüştür. 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun %50,9’u ABD doları, %30,4’ü Euro, %13’ü TL ve %5,7’si de diğer döviz cinslerinden oluşmaktadır (Şekil 2).

 

Şekil 2: Kısa Vadeli Dış Borç Stokunun Döviz Kompozisyonu, % (2005 – Q3:2019)

 

Kaynak: TCMB

Son olarak kısa vadeli dış borç stokunu kalan vadeye göre değerlendirmek gerekirse 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış kısa vadeli dış borç stokunun 172,5 milyar ABD doları olduğu görülmektedir. Söz konusu stokun yaklaşık %32,8’si özel bankaların borçlarından oluşmaktadır. 18,6 milyar ABD dolarlık kısmı ise Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün, yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşmaktadır. Kalan vadeye göre dış borç stoku borçlu bazında ele alındığında, özel sektörün %78,1’lik oran ile en büyük paya sahip olduğu tespit edilmiştir. Kamu sektörü ve Merkez Bankası’nın payları ise sırasıyla, %18,2 ve %3,7’dir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6. Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin Eylül 2019 verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından 15 Kasım 2019 tarihinde yayımlandı.[2]

Söz konusu veriler, özel sektörün yurt dışından sağladığı kısa ve uzun vadeli kredilerin borçlu ve alacaklı bilgileri, döviz cinsi, kullanım, anapara/faiz ödemeleri ve ödeme planları şeklindeki kredi ayrıntıları, işlemlere aracılık eden bankalar tarafından TCMB’ye işlem bazında gönderilen bildirim formlarından derlenmektedir.

Buna göre, 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu 2018 yılsonuna göre %6,8 (~14,2 milyar dolar) azalarak yaklaşık 195,3 milyar ABD doları olmuştur. Aynı dönemde kısa vadeli kredi borcu ise %22,5’lik bir düşüşle 11,9 milyar ABD doları seviyesine gerilemiştir. Böylelikle toplam kredi borcu yaklaşık 17,6 milyar ABD doları azalarak 207,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir (Şekil 1).

Şekil 1: Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu (2004 –Eylül 2019)

 

Kaynak: TCMB

Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcunun borçluya göre dağılımı incelendiğinde, finansal kesimin kredi borcunun (%46,5), finansal olmayan kesimin kredi borcundan (%53,5) daha az olduğu görülmektedir. Bununla birlikte 2014 yılından 2017 yılsonuna kadar uzun vadeli krediler içinde finansal kesimin payının, finansal olmayan kesimin payından daha yüksek bir seviyede olduğu görülmekteydi. Büyük çoğunluğunu bankaların oluşturduğu finansal kesimin uzun vadeli kredi borcu, 2018 yılsonuna göre 12 milyar ABD doları azalarak 90,7 milyar ABD doları seviyesine gerilemiştir. Finansal olmayan kuruluşların borcu ise 2018 yılsonuna göre 2,2 milyar ABD doları azalmış ve 104,5 milyar ABD doları olmuştur (Tablo 1).

Alacaklıya göre dağılım verileri, tahvil alacaklıları hariç toplam kredi borcunun büyük ölçüde özel alacaklılara olan borçlardan oluştuğunu göstermektedir (%84,6). Özel alacaklıların uzun vadeli kredi borcu 2019 yılı Eylül ayı itibariyle, 2018 yılsonuna göre 13,6 milyar ABD doları azalarak 132 milyar ABD doları seviyesine gerilemiş ve böylelikle toplam uzun vadeli kredilerdeki payı %67,6 olmuştur. Tahvil hariç toplam kredi borcunun %15,4’ünü oluşturan resmi alacaklar ise 24 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir (Tablo 1).

Tablo 1: Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcu (borçlu ve alacaklıya göre dağılım)

 

Kaynak: TCMB

Özel sektörün yurt dışından sağladığı kısa vadeli kredi borcunun borçluya göre dağılımı incelendiğinde, borcun tamamına yakınının finansal kesime ait olduğu görülmektedir. Finansal kuruluşların kredi borcunun toplam kısa vadeli borçlar içindeki payı %73,8 iken finansal olmayan kesimin payı %26,2’dir.

Kısa vadeli kredi borcu içinde finansal kuruluşların borcu 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla, 2018 yılsonuna göre 2,6 milyar ABD doları azalarak 8,8 milyar ABD dolarına gerilemiş, finansal olmayan kuruluşların borcu 818 milyon ABD doları azalmış ve yaklaşık 3,1 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde ise kısa vadeli toplam kredi borcunun (tahvil alacaklıları hariç) neredeyse tamamının özel alacaklılara olan borçlar olduğu (%95,9), bunun da büyük ölçüde yabancı ticari bankalara olan borçlardan oluştuğu görülmektedir. Yabancı ticari bankalara olan borçlar, 2019 yılı Eylül ayı sonunda, 2018 yılsonuna göre 2,4 milyar ABD doları azalmış ve 9 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir (Tablo 2).

Tablo 2: Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kısa Vadeli Kredi Borcu (borçlu ve alacaklıya göre dağılım)

 

 

Kaynak: TCMB

Bunların yanı sıra uzun vadeli kredi borcunun döviz kompozisyonuna bakıldığında, özel sektörün yurt dışından ağırlıklı olarak ABD doları cinsinden borçlandığı görülmektedir. ABD doları cinsinden borçların, toplam kredi borçları içindeki payı 2018 yılsonuna göre 1,6 yüzde puan artmış ve 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla %60,9 olmuştur. Bunun ardından sırasıyla, %33,5 ile Euro, %4 ile Türk Lirası ve %1,6 ile diğer dövizler gelmektedir (Şekil 2).

Kısa vadeli kredi borcunun döviz kompozisyonuna bakıldığında da ağırlığın ABD doları cinsinden kredilerde olduğu görülmektedir. ABD doları cinsinden borçların, toplam kısa vadeli kredi borçları içindeki payı 2018 yılsonuna göre 8,6 yüzde puan artarak 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla %52 olmuştur. Bunun ardından sırasıyla, %28,9 ile Euro, %18,6 ile Türk Lirası ve %0,5 ile de diğer dövizler gelmektedir (Şekil 2).

Şekil 2: Özel Sektörün Yurt Dışından Borçlandığı Kredilerin Döviz Kompozisyonu (Eylül 2019, yüzde dağılım)

 

Kaynak: TCMB

2019 yılı Eylül ayı itibarıyla özel sektörün uzun vadeli finansal olmayan kredi borcunun %63,9’u hizmetler, %35,6’sı sanayi ve %0,5’i de tarım sektörü tarafından kullanılmıştır. 2000’li yılların başlarından 2007 yılına kadar kredi borcunda sanayi sektörü öne çıkarken, 2007 yılından itibaren hizmetler sektörünün uzun vadeli borçlanmadaki payı artmaya başlamıştır (Şekil 3a).

Kısa vadeli finansal olmayan kredi borcunun sektörel dağılımına bakıldığında sanayi sektörünün payını 2018 yılsonuna göre payını 1,6 yüzde puan arttığı görülmektedir. Sanayi sektörü tarafından kullanılan kredilerin, kısa vadeli finansal olmayan krediler içindeki payı 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla %71,1 olarak gerçekleşmiştir. Hizmetler ve tarım sektörlerinin payları ise sırasıyla, %28,3 ve %0,6’dır (Şekil 3b).

Şekil 3a: Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcunun Sektör Dağılımı (2004- Eylül 2019; yüzde)

 

Şekil 3b: Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kısa Vadeli Kredi Borcunun Sektör Dağılımı (2004- Eylül 2019, yüzde)

 

Kaynak: TCMB

Son olarak özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde toplam 54,2 milyar ABD doları kadar anapara geri ödemesi gerçekleştirileceği görülmektedir.

Şekil 4: Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kalan Vadesi 1 Yıla Kadar Olan Toplam Kredi Borcunun Aylara Göre Dağılımı (Ticari krediler hariç) (Milyar ABD Doları)

 

 

Kaynak: TCMB

 

[1]TCMB, her ay verileri geçmişe dönük revize ettiği için bilgi notlarında yer alan tablolardaki eski yıllara ait veriler farklılık gösterebilmektedir.

[2]TCMB, her ay verileri geçmişe dönük revize ettiği için bilgi notlarında yer alan tablolardaki eski yıllara ait veriler farklılık gösterebilmektedir.

Haber Resimleri